işi kendisi için biçilmiş kaftan olmak Fiil
işi başından aşmak, işi çok zor olmak.
(US) tek fiyatına sağlanan iki parça eşya
birinin hatasını örtbas etmek Fiil
iki parça eyşa
bir an için
bir kere, evvelâ, herşeyden önce.
yapmacık, gösteriş, belirli bir etki uyandırmayı amaçlayan (şey).
He's not really hurt, he's just
crying for your benefit: Bir yeri acımadı, sırf dikkatinizi çekmek için ağlıyor.
canı/hayatı pahasına, canını dişine takarak, tatlı canı için, bütün gücü/kuvveti ile.
-e göre, -nin fikrince, -e kalırsa.
for my money: bence.
For my money, there's nothing to be
gained by waiting.
Not for every man's money: Herkesin harcı değildir.
He's the man for my money: Aradığım adam budur.
kendi hesabına
kendi çıkarı için
kendi çıkarı için
(bir kimseye) göre/kalırsa, … ce.
for my part: bence, bana göre/kalırsa, fikrimce.
for your
part: sence, sana göre/kalırsa.
kendi hesabına çalışmak
masrafların hesabını vermek Fiil
masraflarının hesabını vermek Fiil
işten ayrılmayı istemek Fiil
işten kovulmak istemek Fiil
öldürülmekten korkmak Fiil
suçlarından yargılanmak Fiil
bir yıllığına garantili olmak Fiil
bir yıl için garantili olmak Fiil
(Br) bitirme sınavına girmek Fiil
yaptığı harcamalardan sorumlu tutulmak Fiil
yaptığı harcamalardan sorumlu tutulmak Fiil
karısının borçlarından sorumlu olmak Fiil
geçimini genelde turizmden sağlamak Fiil
yaptığı iyi işler için ödüllendirilmek Fiil
ihtiyarlığı için tasarruf yapmak Fiil
ihtiyarlık için tasarruf yapmak Fiil
bulunduğu mevkiden çok daha iyisine layık olmak Fiil
işinin ehli olmamak Fiil
ruhsal sıkıntılarını işine bağlamak Fiil
bluzlar yüzbin liraya gidiyor
birinin menfaatlerini korumak Fiil
kendi menfaatlerini korumak Fiil
işi için yanıp tutuşmak Fiil
birini istifaya davet etmek Fiil
zararı bir yıl sonraya aktarmak Fiil
bir zararı bir yıl sonraya aktarmak Fiil
bir yıl için geçerli sözleşme
çocukları için kendini feda etmek Fiil
vatanı için ölmek Fiil
geçiminısağlayamamaktan endişe etmek Fiil
geçimini sağlayamamaktan endişe etmek Fiil
haline acımak Fiil
(bir kimsenin) inancı uğruna savaş vermek Fiil
gayesi uğruna savaşmak Fiil
can kaygısına düşmek Fiil
kendi çıkarı için savaşmak Fiil
coşkularına bir boşaltma yolu bulmak Fiil
hazır pazar bulmak Fiil
ürünleri için yeni pazar bulmak Fiil
kendini yeni işine ayarlamak Fiil
can korkusu ile kaçmak.
parası karşılığı az bir kâr sağlamak Fiil
parasının karşılığını almak Fiil
zarar ziyanı tazmin edilmemek Fiil
parası sadece ufak bir kâr getirmek Fiil
parası sadece ufak bir kâr getirmek Fiil
canını vatanına feda etmek Fiil
izin zni ne gitmek Fiil
izne gitmek Fiil
yaz tatilini deniz kıyısında geçirmeye gitmek Fiil
mağrur olmak, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek.
(a) şiddetli rekabetle karşılaşmak, (b) zahmetine değmek, büsbütün semeresiz olmamak.
boşa çalışmak Fiil
fiillerinin hak ettiği adil karşılık
bir şeyi kendi harcamak üzere saklamak Fiil
yaşlılığı için bir kenara para koymak Fiil
yükü kendi sırtına yüklemek Fiil
birinin lehine çalışmak Fiil
giyimi için para ayırmak Fiil
ailesinin rızkını temin etmek Fiil
yaşlılığı için para ayırmak Fiil
ilkelerini savunmak Fiil
zararlarını kapatmak Fiil
kayıplarını telafi etmek Fiil
vasiyetinde kızına bir ev bırakmayı düşünmek Fiil
evini kiraya vermemek Fiil
fazla enerjilerini boşaltacak yer bulmak Fiil
evi için hâlâ borçlu olmak Fiil
hâlâ ev borçlu olmak Fiil
bilet ücretini ödemek Fiil
kendi payını ödemek Fiil
bir şeyi pahalı ödemek Fiil
çocukları için dişinden tırnağından artırmak Fiil
okumak için dişinden tırnağından artırmak Fiil
yaşlılık için saklamak Fiil
yaşlılığı için biriktirmek Fiil
sınava çalışmak Fiil
hizmetlerinin karşılığını almak Fiil
masraflarının hesabını vermek Fiil
canını kurtarmak, kaçıp kurtulmak.
yaşlılığı için para biriktirmek Fiil
yaşlılığı için biriktirmek Fiil
geçimini kazanmak için canını dişine takmak Fiil
geçimi için eşek gibi çalışmak Fiil
geçimi için eşek gibi çalışmak Fiil
güç bela geçimini sağlamak Fiil
güç bela geçiminısağlamak Fiil
geçimini zar zor kazanmak Fiil
resim için poz vermek Fiil
adımlık
talebinde ısrar etmek Fiil
haklarını yedirmemek Fiil
haklarını sonuna kadar savunmak Fiil
oğlunun borçlarını istemeye istemeye ödemek Fiil
alnının teriyle para kazanmak Fiil
kendi kullanmak Fiil
yanlışlıkla başkasının şemsiyesini almak Fiil
işini yapmaya ehil
kendi hesabına yapılan işlem
sağlık nedenlerinden yolculuk etmek Fiil
sağlık nedeniyle yolculuk etmek Fiil
basını kendi siyasal fikirlerinin aracı olarak kullanmak Fiil
bir yıl geçerli
onun hissesini yüze satın aldık
boğazı tokluğuna çalışmak.
boğaz tokluğuna çalışmak Fiil
kendi hesabına çalışmak Fiil
geçimini sağlamak için çalışmak Fiil
geçiminısağlamak için çalışmak Fiil
geçimini sağlamak için çok çalışmak Fiil
çağdaşları için yazmak Fiil
(US) işvereninden maaşına zam istemek Fiil
(Br) işvereninden zam istemek Fiil
ihmalin sonuçlarından kanun karşısında sorumlu olmak Fiil
ihmalinin sonuçlarından kanun karşısında sorumlu olmak Fiil
yola çıkmayı bir hafta ertelemek Fiil
kalemiyle geçinmek Fiil
ailesine bağımlı olmak Fiil
ailesinin hatırı için bir şey yapmak Fiil
oğlunu avukat yetiştirmek Fiil
bütün sermayesini teçhizata yatırmak Fiil
olanca gücüyle.
He ran for all he was worth: olanca gücüyle koştu.
son haddine kadar
vicdanı rahat etsin diye
sağlığı için
(olumsuz tümcelerde kullanılır) ne kadar çabalasa/uğraşsa, ne yaparsa yapsın, hiç mi hiç, ölse/geberse
bile.
He can't understand it for the life of him: Ne kadar uğraşsa nafile, hiçbir şey anlamıyor.
I can't for the life of me remember where I put my key: Anahtarımı nereye koyduğumu hiç mi hiç hatırlamıyorum.
ceplerinde anahtar aramak Fiil
fedakârlık yapmak Fiil
bir şeye kulak kabartmak Fiil
kurban olmak Fiil
karınca kararınca yardım etmek Fiil
bir aday için oyunu kullanmak Fiil
ancak bir tek atacak kadar vakti olmak Fiil
vasiyetnamesinde birine 200,000 dolar bırakmak Fiil
bir başkasının menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek Fiil
bir başkası menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek Fiil
skandallara meraklı olmak Fiil
nazar değmesin işareti yapmak Fiil
biri için hayatını tehlikeye atmak Fiil
biri için hayatıni tehlikeye atmak Fiil
arsasını parselleyerek satmak Fiil
adını bir girişime vermek Fiil
yeteneklerine uygun bir iş aramak Fiil
ertesi gün ne yapacağını kararlaştırmak Fiil
işe yarasın yaramasın fikrini söylemek Fiil
tam örnek, önemli/fevkalâde olay.
The daring rescue was one for the book: Cesurane kurtarma, örnek sayılacak bir olaydı.
son kadeh, son içki, bir ziyafetten/meyhaneden ayrılırken son içilen içki.
… için hayal kırıklığı, üzülecek şey.
If she wins the case, it'll be one in the eye for George; he hates women lawyers.
(birisi için/birinin takatinden) fazla, aşırı, yeteneğinin üstünde.
çocuklarının eğitimi için ayrılan para
kafa yormak Fiil
biri için hayatıni tehlikeye atmak Fiil
macera hevesini tatmin etmek Fiil
çocuğundan para esirgemek Fiil
eve doğru yöneltmek Fiil
parasını boşa harcamak Fiil
kararının nedenlerini açıklamak Fiil
nefis fsi körletmek Fiil
(birinin kıymetini takdir etmeden onun yaptıklarını) olağan saymak, istismar etmek.
bir şeyi başka bir şeyle karıştırma
işveren maaşına zam istemek Fiil
dümenine bakmak (argo) Fiil
cezası idam (veya müebbet hapis) olan bir suçun sanığını yargılamak.
gelecek için tasarılarını açmak Fiil
ifadesinin doğruluğunu teyit etmek Fiil